İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İsrail'in TRT Arapça ekibine yönelik saldırısını şiddetle kınadı. Hayfa'dan canlı yayın yapan muhabir Fehmi Shtewe ve ekibinin yayını İsrail polisi tarafından kesildi, ekipmanlarına el konuldu. Altun, bu olayın basın özgürlüğüne açık bir saldırı olduğunu vurguladı. Olayın sadece TRT Arapça'yı değil, Mısır televizyonu Alghad TV ekibini de hedef aldığı belirtildi. İsrail polisi, hiçbir gerekçe göstermeden gazetecilere şiddet uygulayarak ekipmanlarına el koydu. Bu durumun uluslararası hukuku hiçe sayan bir eylem olduğu açıkça görülüyor. Olay, İsrail'in bölgedeki istikrarsızlaştırıcı politikalarının ve insan hakları ihlallerinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Altun, dünya kamuoyunu bu hukuksuzluğa karşı sessiz kalmamaya çağırdı.

İsrail'in Hukuk Dışı Eylemleri

Altun, İsrail yönetiminin işlediği katliamları, sebep olduğu kan ve gözyaşını, bölgeyi istikrarsızlaştırma stratejisini ve dünya barışına yönelik oluşturduğu tehdidi tüm insanlığa haykıran medya mensuplarına yönelik hukuk tanımaz eylemlerine devam ettiğini belirtti. Bu eylemlerin medya özgürlüğüne ve haber alma hakkına açık bir saldırı olduğunu vurguladı. Altun, İsrail'in uluslararası hukuku ve insan haklarını hiçe saydığını dile getirdi. Batı dünyasının ve "demokratik" kurumların bu tür ihlallere sessiz kalmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti. Olayın, sadece İsrail'in değil, tüm uluslararası toplumun sorunu olduğunu belirtti. Dünyanın bu olaya kayıtsız kalmaması gerektiğini vurguladı. Bu tür eylemlerin bir daha yaşanmaması için uluslararası baskı ve hesap sormanın önemini dile getirdi.

Basın Özgürlüğüne Saldırı

İsrail'in bu saldırısının, basın özgürlüğüne ve haber alma hakkına yönelik bir saldırı olduğunu belirten Altun, olayı şiddetle kınadı. Gazetecilerin yalnızca haber yapmakla görevli olduğunu ve bu görevi yerine getirirken saldırıya uğramalarının kabul edilemez olduğunu vurguladı. TRT Arapça ekibinin yayınının kesilmesi ve ekipmanlarına el konulması, basın özgürlüğünün kısıtlanmasına yönelik bir girişim olarak değerlendirildi. Altun, bu saldırının İsrail'in demokratik değerlere ne kadar uzak olduğunu gösterdiğini ifade etti. Türkiye'nin, basın özgürlüğünün ve haber alma hakkının savunucusu olmaya devam edeceğini belirtti. Uluslararası toplumun da bu konuda daha aktif bir rol alması gerektiğini vurguladı.

Dünya Kamuoyuna Çağrı

Altun açıklamasının sonunda, bu menfur eylemi bir kez daha lanetlediğini ve ifade hürriyetinin, haber alma özgürlüğünün ve medya mensuplarının haklarının takipçisi ve destekçisi olmaya devam edeceklerini belirtti. İsrail'in bu tutumunu kınayan Altun, uluslararası toplumdan olayı kınamasını ve gerekli adımları atmasını istedi. Türkiye'nin, basın özgürlüğü ve haber alma hakkının savunucusu olarak bu konuda mücadelesini sürdüreceğini vurguladı. Dünya kamuoyunu bu olayı görmezden gelmemeye ve İsrail'in bu tutumuna karşı sessiz kalmamaya çağırdı. Uluslararası hukukun üstünlüğünün sağlanması için baskıların artırılması gerektiğini belirtti.